Fatma Naz dün hayata bir adım daha attı. Kreşe başladı. Şu anda ücretsiz izinde olduğum için sadece salı ve perşembe günleri gidecek. Yani ısınma turları atacak. Bu hafta perşembe , cuma günleri gitti. İlk gün bende gittim. Biraz kreşte durdum ve Zeynep Neva'yı arkadaştan almak için oradan ayrıldım. Ama elim , kulagım hep telefondaydı. Allaha çok şükür ilk günü iki küçük kaza dışında sorunsuz atlattık. Onların nedenide utandığındanmış. İkinci gün o sorunumuzda kalmadı.Küçücük boyuyla gitti servisine bindi. Benim canım kızım her zamanki gibi büyük bir olgunluk gösterdi. Şu anda gittiği kreşte yaş olarak en küçük olmasına rağmen ortama çok iyi uyum sağladı. Hatta kreşe yazdırırken yaşı küçük olduğu için biraz tereddüt ettiler.Deneyelim olmazsa alırsınız dediler.
İlk gün çantasına çok eşya koyduğumuz için biraz altında ezildi. Taşıyamadı çantasını.
Fatma Naz'ı kreşe götürmek için Zeynep Neva'yı Zeynep Hanıma bırakmıştım. Ben gelene kadar yıkmış ortalığı. Geldiğimde ağlamaktan yorulmuş uyurken buldum. Yüzü gözü şişmiş iç çeke çeke uyuyordu. Uyanınca da bana hiç yüz vermedi. Yüzüme bile bakmadı. Eve gelincede benden bir karış bile ayrılmadı. Ablasına söz verdiğimiz keki bile zor yaptım.
O gün sadece Fatma Naz değil Zeynep Neva'da hayata bir adım daha attı. İlk defa day day durdu hemde 5 saniye ve düşmeden.
Evet ; 23 Eylül 2010 tarihi bana sevinç, mutluluk, hüzün, yalnızlık, şaşkınlık, ayrılık, gurur gibi bütün duyguların hepsini yaşattı.
İki kızımda hayata belkide özgürlüğe belkide anneden ayrılışa bir adım attı. Bunlar beni hem mutlu etti hemde hüzünlendirdi. Günler çok çabuk geçiyor çok hızlı büyüyorlar birileri şu saatleri yavaşlatsın da çocuklar bu kadar hızlı büyümesin. Çünkü bu günler çok güzel. Bu günleri doya doya yaşamak istiyorum. Doyasıya onları sevmek onlarla oyun oymak istiyorum.( Tabiki şu rehaveti üzerimden atabilirsem.)