Sayfalar

KIZLARIM BÜYÜYOR

Lilypie Waiting to Adopt tickers Lilypie Waiting to Adopt tickers

HOŞGELDİNİZ.......

Blogumuzu ziyaret ederek bizi yalnız bırakmadığınız için kocaman teşekkürler, tekrar misafirimiz olmanız dileğiyle;

25 Mart 2009 Çarşamba

Cumartesimiz ve Tavsiye

Cumartesi günü her ay olduğu gibi eşimin iş arkadaşları ve eşleriyle birlikte yemeğe çıktık. Erkekler kendi aralarında gün yapmışlar ve her ay Rize'yi ve çevresini tanımak adına değişik yerlerde yemek yiyelim demişler. İyi demişler. Geçen ay bizi götürmemişlerdi ama neyse o konuyu hiç açmayalım. Sadece burda hatırlatayım da unuttum zannedilmesin.
Size bu ay gittiğimiz harika yerden bahsetmek istiyorum. Belki yolunuz Karadenize düşerse uğrarsınız. Rize'ye 30km, Trabzona 50 km. uzaklıkta iki ilin arasında Çamburnu Tünelini geçince hemen solda bir yer. Ama ne yer arkadaşlar. Belkide ben Kırşehirli olduğum için değişik gelmiş olabilir diyeceğim ama bütün arkadaşlar benimle aynı fikirdeydi.

İşte burası....
***
*
*********
Burası yemek yediğimiz yer.
***
*
*********
Dışarı serin olduğu için balkonda yiyemedik.İçerde yemek zorunda kaldık. Balkondan baktığınız zaman tepesini göremediğiniz uzun uzun çam ağaçları ve hemen bitiminde suları hiç durulmayan Karadenizi görüyorsunuz. Dalga seslerini duymanızı isterdim. Plajıda var ama şu anda çok gözükmüyor. Denizin su seviyesi yükseldiği için kapanmış.

İşte bu oku takip editorsunuz.....
***
*
*********
Sonra bu merdivenlerden tıkır tıkır iniyorsunuz.....
***
*
*********
Bu kayanın altından geçip.....
***
*
*********
Plaja ulaşıyorsunuz.
***
*
*********
Karadenizdeki plajlar çakıl oluyor. Kumsal çakıl bulmak zor. Şu anda denize giremedik ama yazın inşallah burayı tekrar ziyaret edeceğiz. Yalnız çoşgun Karadenizde yüzmek biraz cesaret işi. Hemencecik derinleşiyor. Dikkatlı olmak lazım yani.

Gezdik gördük gelelim yediğimize içtiğimize. Öncelikle hizmet ve yemeklerin lezzeti çok güzeldi. Hepimiz köfte yedik. Ama yedikten sonra fotoğraf çekmek aklıma geldi. Hep böyle oluyor zaten. Midem dolmazsa aklım çalışmıyor sanki:) Garson beye rica ettik bize köfte resmi çekti ama pişmemiş olduğu için burda yayınlamayayım dedim. Ama ikramlardan bahsedeceğim.

Kaygana ve lahana dolma...
***
*
*********
Kaygana hamsiyle yapılan bir aperatif ama içinde hamsi olduğunu pek anlayamıyorsunuz. Çok lezizdi. Lahana dolmayı kıymalı yapıyorlar ama ben zeytinyağlı daha çok seviyorum. Yinede yedim oda çok güzeldi. Mısır ekmeği yanında turşu ve bol salata. Zaten onlardan atıştırınca doyuyorsunuz. Ama yinede köftelere hayır diyemiyorsunuz.
*********
Birazda manzara.....
***
*
*********
*********

23 Mart 2009 Pazartesi

Doğum Günü Hediyeleri

Doğum günü hediyelerini yayınlayacağım dedim üzerinden 3 gün geçti. Biliyorsunuz arkadaşımız Ayşe'nin blogu bana yardım ederken yanlışlıkla silinmişti. O yazamadığı için bende yazmak istemedim. Şükürler olsunki Ayşe bloguna kavuştu. Artık bende gönül rahatlığıyla yazılarıma devam edebilirim.Kocaman bir ohhhhhhhhhhhhhhh
*********
Öncelikle hediyeleri yayınlamamın sebebi hepsinin ayrı ayrı anlamlarının olması ve Fatma Naz'ın hepsine de çok beğenmesi. Belki sizede bir faydam olur diye düşündüm. Eşim ve ben hediye konusunda çok titiz davrandık.Maddi değeri düşük fakat anlamları büyük hediyeler seçtik.Özellikle maddi değeri düşük hediyeler tercih ettik ki çocuğun ilerde beklentileri çok yüksek olmasın. Yani geleceğimize yatırım yaptık. Bunun 3, 4, 5....... doğum günleri var. Tabiki şaka fakat doğum günü veya hediye denilince çocuğun aklına büyük şeyler alınması gerektiği gibi bişey gelmesin istedik.

*********
Önce ilk hediyemizden bahsedelim. Mutlu Çocuklar Arda , Verda ve annesi Ayşe'den geldi. Gizlice blogumuza dalış yapıp doğum günümüzü kutlayarak bize sürpriz yaptılar. Süper bir fikir olduğunu kabul etmek lazım değil mi..... Yüreğinize sağlık....
*********
Babamızın hediyesi Fatma Naz'ın deyimiyle bayık..
***
*
*********
Buda amcamızın hediyesi kakkumba.
***
*

*********
Fatma Naz iki hayvanınıda çok sevdi.Her sabah kalkıp onlara günaydın diyor ve mammalarını veriyor. 2 günde birde babasıyla birlikte sularını değiştiriyorlar. Maşallah kızım hayvancıklarına hiç eziyet etmiyor. Onlara merhametli davranıyor. Apartman dairesinde beslenebilecek en mantıklı hayvanlar diye düşündük.Bir şekilde çocuklara hayvan sevgisini aşılamak lazım değil mi.
*********
En çok kendi hediyemin resmini yayınlayıp biraz bencillik yapmak istiyorum. Fatma Naz'a özel kitap.
***
*
*********
Kitabın ilk sayfasına kahramanın resmi basılıyor. Fatma Naz kitapta kendi resmini görünce sevinçten uçacaktı. Şimdilerde kitabın ismi Fatma Naz'ın kitabı. Artık okumaktan Fatma Naz'da ezberledi. Biz başlamadan kendi başlıyor. "Fatma Naz 2 yaşındaydı Rize'de yaşıyoydu ... "diye
***
*

*********
Kitabın en son sayfasına istediğiniz bir not yazdırabiliyorsunuz. Bütün bunlar nerde mi yapılıyor. İşte burda....
***
*

*********
Bunlarda blog arkadaşım Yadiğar'ın hediyeleri. Fatma Naz'ın kitap kurdu olduğunu biliyormuş gibi arkadaşım süper kitaplar göndermiş. Özellikle Davranış Serisi kitaplarını Fatma Naz hiç elinden düşürmüyor. Bende çok beğendim ve çocuklarınıza tavsiye ediyorum. Kitaplar Zambak yayınlarına ait. Yadiğarcığım başka tavsiye edebileceğin kitaplar varsa ve paylaşırsan çok seviniriz. Sanal alemden gerçek aleme uzanan bu dost eli için çok teşekkürler.
***
*

*********
Bunlarda Van'dan arkadaşım Necmiye'nin hediyeleri. Yadiğarcığımla pişti olmuşlar ama neyse. Bizde bir tanesini başka bir arkadaşımıza hediye ederiz artık. Hediyeyi hediye etmek sünnettir zaten. 365 günde Sevgili Peygamberimiz adlı kitabı kızım çok sevdi. Tabiki uzun uzun okumuyorum. Kısa kısa özetliyorum.
Fatma Naz'la ilgili her konuda bana yardımcı olduğun için hakkını nasıl öderim bilmem. Hatırlıyormusun Necmiye Fatma Naz hapşırsa seni arardım. Belkide benim ve Fatma Naz'ın hayatını kurtaran birisin biliyorsun değil mi. Hamilelikteki böbrek rahatsızlığımda doktorumu bile ayarladın en ızdıraplı günümde yanımdaydın.Şimdide mutlu günümüzde bizi yalnız bırakmadın. Çok teşekkürler....
***
*

*********
Bu bebek süper bir bebek zaten. Taaa Nevşehirden geldi. Ben örmeyi beceremedim canım arkadaşım bir gecede örmüş göndermiş. Hemde dostluk kokan sıcak bir kahve kokusuyla birlikte. Hatta blogunda bahsettiği gelin damatlı lifide bana göndermiş. Canınız sıkılırsa dertleşmek isterseniz telefon numarası 0505..... şaka canım o kadar uzakta değilsin işte burdasın.
***
*
*********
Firdevs Teyzemizin el emeği göz nuru. Ben örgü şeyleri çok seviyorum. Tamam artık her şeyin hazırı var ama el emeği bir başka oluyor. Heralde kendim beceremediğim için bana cazip geliyor.
***
*

*********
Bunlarda bebişlerimiz. Safinaz bebeğimizi Ankara'dan Fidan Teyzemiz gönderdi.
***
*
*********
Bunlarda pişti olunan iki hediye daha. Fatma Naz'ın filleri sevdiğini b
ilenler fil almışlar. Allahtan renkleri farklı. Biri anne fil diğeride baba filmiş Fatma Naz öyle diyor.
***
*
*********
Bu da Allah'ın bize hem hediyesi hemde emaneti. Saf ve temiz olarak aldığımız bu emeneti saf ve temiz olarak yetiştirmek nasip olur inşallah.
***
*

Hediyelerimiz bunlar. Bu doğumgünümüzde şehir dışından çok hediyemiz geldi. Herkese tek tek teşekkürler.

Doğum gününden sonra Fatma Naz sanki birden bire büyüdü. Çok mutlu. Sürekli gelip boynuma sarılıyor ve "anne şeni çok şeviyoyum "diyor. Hareketleri değişti gibi geliyor bana. Konuşmasında zaten hiç sıkıntı yoktu ama hareketler aynen abla hareketleri gibi. oldu.
Aaa aklımdayken Fatma Naz'a bir hediye daha verdim ama şimdi açıklayamayacağım. Sürpriz bir hediye oldu. İnşaallah gelecek hafta sizlerlede paylaşacağım.

20 Mart 2009 Cuma

Lütfen Dikkat Çok Önemli

Arkadaşlar bu gün çok kötü bir olay yaşadım. Yani canım arkadaşım Ayşeyle birlikte yaşadık bu kötü olayı. Ayşeyi hepinizin tanıdığını ve çok sevdiğini biliyorum. Mutlu Çocuklar Arda ve Verda'nın annesi. O İstanbulda ben Rizedeyim ama bu gün ona büyük bir zararım dokundu. Aslında sadece ona değil hepimize zarar verdim sayılır. Yardım sever arkadaşım bana yardım edeyim derken yanlışlıkla kendi blogunu sildi. Çok üzgünüz. Şimdi geri yüklemek için uğraşıyor ama şu saate kadar başarılı olamadı. Eğer bu konuda bilgisi olan varsa lütfen ayseirmak@yahoo.com adresine mail atsın. Lütfen yardımlarınızı bekliyoruz. ÇOK ÖZÜR DİLERİM AYŞE ÇOK ÜZGÜNÜM.........

19 Mart 2009 Perşembe

Doğum Gününden Kesitler

Bir önceki yazıda arkası yarın demiştim ama üzerinden iki gün geçti. Fotoğrafları falan anca toparlayabildim. Bizim reklam aramız biraz uzun sürdü anlayacağınız. Kusura bakmayın.
**********
Doğum günümüze geçen yılda olduğu gibi amcamız da geldi. Bu yıl yalnız gelmedi ama. Nişanlısı Neslihan'la birlikte geldiler. Belki 3. doğum günümüzde 3 kişi olarak gelirler kim bilir. Amcamız taaa İstanbul'dan Naslihan ablamızda Ankara'dan geldi. Ailece çok mutlu olduk. Ama 24 saat bile kalamadan dönmek zorundaydılar. Malum ikiside çalışıyorlar. Hemde özel sektör.

**************

Amcamız Nisan'da askere gidiyor. Bakalım neresi çıkacak. İnşaallah yakın yerlerden bir yer olurda sık sık ziyaretine gideriz. Amcamız Fatma Naz'ı, Fatma Naz'da amcamızı çok seviyor. Amcamızda sevilmeyecek gibi değil yani. Benim amcam ol diye ısrar ediyorum ama kabul etmiyor. :) Doğum günü dedim hep amcamızdan bahsettim ama ne yapalım Yasin'in Fatma Naz'ın kalbindeki yeri bir başka. Sanki sevgililermiş gibi telefonda amcasına kapris yapar. "Konuşmuycam ben şana küştüm "der. Her telefon çaldığında "Amcam ayıyo" diye sevinç çığlıkları atar. İki gün telefonda görüşmeseler "Anne amcam ayamıyo " diye sitem eder.Neslihan ablasını amcasından kıskanacak diye çok korktuk ama neyseki öyle bir durum yaşanmadı. Neslihan Ablasının aldığı hediyelerden kaynaklanan bir durummu acaba diye düşünmedim değil. Hediyelerin hatrına bizimki suskun kalmış olabilir. Yalnız Fatma Naz hanım amcasını görünce bize hiç pas vermedi. Bu duruma biz pek memnun olduk . Biraz dinlendik.
***
*

*********
Neslihan Rize'ye ilk defa geldiği için onu biraz gezdirelim dedik. Vakitte kısıtlı olunca hızlı bir Rize turu yaptık. Önce sabah kahvaltısı için Dağmaran'a çıktık. Dağmaran Rize'nin en tepe yerinde bir tesis. Rize; çayıyla, yeşiliyle, deniziyle ayaklarınızın altında.

***

*

*************

Çok hoş, huzur verici, otantik bir ortam. Amca yeğen sobanın başında bol bol ısındı.

***

*

***********

Ardından Ziraat Tepesine gittik. Buranın manzarasıda süper. Rize'ye özel ağaçlar renk renk çiçekler görülmeye değer yani. Neslihanda biyoloğ olduğu için bu değişik ağaçlar dikkatini çekti ve bol bol resim çekti. Ardından sahilsiz Rize olur mu dedik ve sahilde kısa bir yürüyüşle gezimizi sonlandırdık. Eee eve gidip daha doğum günü hazırlıkları yapılacak. Neyseki Neslihan vardı ;iki elden hazırlıkları bitirdik. Yaşar Beyde nasılsa Neslihan var diye bol bol dinlendi..

**********

Koştura koştura hazırladığımız masamız.....

***

*

*********

Üzerinde iyiki varsın ,iyiki doğdun yazılı mütevazi pastamız........

***

*


***********

Hazırlıklar bitti misafirler geldi ama ortada bir sorun var. Doğum günü çocuğu Fatma Naz uyuyor. Artık onu uyandırdık . Aceleyle giydirdik. O yüzden saçları falan dağınık çıkmış resimlerde yavrumun. Önce kızım kendi elleriyle her gelen misafirimize doğum günü şekerlerinden ikram etti. Her zaman Firdevs Teyzesi Fatma Naz'a hizmet ederdi, doğum gününde Fatma Naz teyzesine hizmet etti.

***
*


*********

Ardından mumlarımızı üfledik. Nedense biraz zorlandık. Aslında antremanlıydık ama uykulu olunca biraz nefesimiz zor çıktı. Tabiki mumlar sönünce Fatma Naz "baba bi daha" diye isteyince hepimizi güldürdü.

***
*
*********
Amcayla pasta keserken...
***
*

********

Tuğba Ablası ve Fatma Naz....
***

*

*************
Ardından hediyeler. Ama hediyelere buradan bahsetmek istemiyorum. Hediyelerimizin hepsi çok özel ve güzeldi. Hepsinden ayrı ayrı bahsetmek istiyorum. Hem çok anlamlı hediyeler hemde sizlerede fikir verir belki diye düşünüyorum. O yüzden onları yarına bırakıyorum. Bu sefer ki reklam arası söz kısa olacak.
ARKASI YARIN...










17 Mart 2009 Salı

Dogum Günü Hazırlıkları



15 Mart kızımın 2. yaş günüydü. Aslında ayrıntıları dün yazacaktım fakat iş yerinde çok kötü bir gün geçirdiğim için yazamadım. Yazacak çooook şey var. O yüzden parça parça yazmaya karar verdim.

Normalde doğum günlerinin kutlanmasını çok severim fakat abartıyı, çok lüksü sevmem. Geçen yıl 15 Şubatta Rize'ye taşındık ve 1 ay sonra kızımın 1. yaş gününü kutladık. Çok güzel bir şekilde kutlamak istiyordum ama şartlar buna izin vermedi. Doğum günü kutlamak içimde kaldı yani. Bu yıl geçen yılın acısını çıkardım ama. Burda vaktimde bol olunca biraz ufak tefek hazırlıklar yapayım dedim .

*********

*********

Önce davetiyelerden bahsetmek istiyorum. Renkli kartonlara 2 kat şeklinde Fatma Naz'ın elini çizip kestik. Bilek kısmından kurdela takıp ortasınada nazar boncuğu ekledik. Hem çok tatlı oldu hemde güzel bir hatıra. Davetiyelerin içine kişilere özel olarak farklı farklı mesajlar yazdık. Kızım çok kibar bizede davetiye göndermiş. İçinede Hem misafir hemde ev sahibi olarak 2. doğum günüme davetlisiniz yazmış. Davetli listesini oluştururken de kendi egolarımızı bir tarafa bıraktık ve Fatma Naz'a sorduk. Doğum gününde kimleri istiyorsun diye. Tamamen onun hazırladığı bir liste oldu.

*****
***
*

***
*

***

*


*********

Doğum günü şekerleride hazırladık. Tüllerin içine bademli çikolata şekeri ve antep fıstıklı şekerler koyduk. Çok şirin oldular. Üzerinede çocuklar için oyuncak koyduk. İsteyen büyüklerede bu oyuncaklardan verdik. Gelen misafirlerimize tek tek Fatma Naz şeker ikram etti.

*****

***

*





*********
Hazırlık deyince aklıma geldi cumartesi günü saat 10.30 da gidip 16.00 kadar uğraştığım kuaförde feci bir saç rengiyle çıktım. Saçlarım siyahtı rengini açtırayım biraz farklılık olsun dedim ama demez olaydım tam 180 derece farklılık oldu. Kızıl gibi kahve gibi belirsiz bir renk oldu.T abiki aralarda siyahlarda kaldı. Fatma Naz'da ,eşim de ,bende hiç beğenmedik ama yapacak bişey yok. Bir ay boyunca renkli renkli dolaşacağız artık.

NOT:Resimlerim çok güzel değil. Makinamıza hala alışamadık. Kusura bakmayın.

ARKASI YARIN....:)

15 Mart 2009 Pazar

İyi ki Varsin...



Iyi ki dogdun, iyi ki varsin ve iyi ki pirlanta kalpli arkadasimin kizisin Fatma Naz...

Seni tanidigimiz icin cocuklarim ve ben cok mutluyuz. Bak simdi bizimkiler benim araciligimla sana mesaj gonderiyorlar; "dogum gunun kutlu olsun de anne" diyorlar ;)

Dogum gunun kutlu olsun; omrun her daim guzelliklerle olsun insaallah... Rabbim seni hep iyi insanlarla karsilastirsin, her zaman huzurlu, saglikli ve basarili ol insaallah...
Yazan: Ayse Teyzen....
Nam-i diger; "Ayse teyze bebegine" ismini koyarken adindan esinlendigin insan ;)

*

***

*****

***

*

Not: Buraya nasil yazabildigimi merak edersen eger, annenin bloger hesabini bildigimden bugun senin icin gizlice dalis yaptim...;)

10 Mart 2009 Salı

Doktor Mehmet Bey


Dün gece Fatma Naz'ın ateşi yükseldi. Burun akıntısı, halsizlikde ekstra tabiki. Bizde sabah olunca soluğu doktorda aldık. Doktorumuz Özel Rize Tıp Merkezinde Dr. Mehmet TELLİOĞLU. Kızım doktorunu çok seviyor. Muayene olurken hiç sorun çıkarmıyor. Doktoruyla fotoğraf çekinmek istedi sağolsun Doktor Bey'de bizi kırmadı. Doktorumuz çok güzler yüzlü çok konuşkan , ilgili vesevecen. Kafanızda hiç soru işareti kalmıdan çıkabiliyorsunuz odasından. O yüzden de çok yoğun çalışıyor.
*****
*****
Fatma Naz şimdiden doktorundan etkilenerek ,
-Anne ben doktoy olucam diyor. Bazende
-Anne ben doktoy Mennet Bey olucam diyor.
Doktoruna öyle amca falan demek yok tabiki Doktoy Mennet Bey diye hitab ediyoruz.
Dünde Firdevs Teyzesine
-Teyje ben doktoy olucam. Çünkü Doktoy Mennet Beyin odası çok güjel demiş.
*****
İlaçlarınıda Doktor Mehmet Bey verdi diye istekli içiyor. Doktorumuz her hastasına da balon veriyor. Fatma Naz' da balon olayına çok seviniyor. Balon almadan çıkmıyor odadan.Dün verdiği balonu kaybetmiş bugün bana sıkı sıkı tembihliyor.
-Anne Doktoy Mennet Bey'e git balon al. Balonumu düşüydüm diyor.
*****
Ateşini ölçtürmeyide pek sevmiyor ama biz ona Doktor Mehmet Bey soruyor deyince hemen ölçtürüyor. Sonrada
-Ayada söyle ateşimi diye tututuruyor. Bizde arar gibi yapıyoruz.
*****

*****

Bu gece yine ateşlendi miniğim. Çıglıklarla kalktı ve beni çok şaşırtan şeyler söyledi.

-Anne benim ve Tuğba abbamın piyi bitti. Biji Doktoy Mennet Beye götüy pil takşin dedi.
Biraz ürktüm açıkcası. Tuğba ablasıda 3,5 yaşında, arkadaşımızın kızı. Fatma Naz Tuğba ablasıyla oynamayıda çok seviyor . Heralde arkadaşını özledi diye düşündüm. Hep diyorum zaten çocuk dünyası çok farklı.

6 Mart 2009 Cuma

Dostluk mu , Arkadaşlık mı , Kardeşlik mi .........

Dostluk mu, arkadaşlık mı, kardeşlik mi, adını koyamadığım bişey bu. Liseyi yatılı olarak okudum ben. Hem güzel hem de kötü günlerim çok oldu. Ama zaman kötü günlerimi hafızamdan uçururken, iyi günlerimi dahada pekiştirdi. İşte 4 yıllık yatılı okul hayatımda her zaman yanımda olan biri vardı. Canım arkadaşım Ruşenel. Arkadaşlıkda değil aslında dediğim gibi adını koyamadığım bişey. Bizimki öyle farklı bir sevgi, dostluk, arkadaşlık, kardeşliktiki kelimelerle anlatılması mümkün değil. O şimdi Niğde'de 2 çocuk annesi, bense Rize'de bir çocuk annesi. Aradaki mesafe çoook büyük ama sevgimiz ondan da büyük. Uzun süre görüşmesekde bilirizki biz birbirimizi her zaman düşünür ve severiz. Ses tonlarımızdan birbirimizin iyimi kötümü olduğunu anlarız. Gerçi o hiç bir zaman kötüyüm demez. Belkide beni üzmek istemez. Birbirimizin düğününde yine yanyanaydık. Yalnız yaşamak istemedik bu mutlu günümüzü.( Gelin arabasına bindiğimde ki gözyaşlarını hala unutamıyorum.)

*****

İşte bu gün o büyük dostun dogum günü. Sabah 08.10 da aradım ve dogum gününü kutladım. 30 oldun hayırlı olsun dedim. Evet otuz. Tanıştığımızda 15 di. Şimdi otuz. Ömrümüzün yarısında birlikteymişiz yani. 15 yıllık bir süreç dile kolay.

*****

Ben çok konuşurum , o dinler ; ben çok abartırım, o mütevazidir, ben çok becerikli değilimdir , o süper beceriklidir. Tencere kapak misali. Huzur verir insana , pamukların bile kıskanacağı bir yumşaklığı vardır onun.

*****

Yaklaşık 1 ay önce işte fotoğraflarda gördüğünüz cicileri örmüş göndermiş kızıma. Aslında gönderdiği gün bütün dünyayla paylaşmak istedim hem örgüleri hem de yüreğini. Ama ne yazacağımı bilemedim. Benim bile adını koyamadığım bir şeyi nasıl aktarabilirdim ki. Bu gün paylaşma günü dedim ve geçtim pc'nin başına. Ama yine tam olarak aktaramadım duygularımı. Olsun önemli değil nasılsa anlar o beni.

*****

İşte bunlar kızım için ördüğü yelekler.

***
*


*****

Bunlarda bana ve Fatma Naz'a ördüğü bereler. Canım arkadaşım benide unutmamış yani.

***
*


*****

Fatma Naz bu bereyi evde diğerini dışarda takmayı seviyor. Bunun saçı var ya ondan heralde.

***
*


*****

Bunlarda kızımın şaçları için tokalar. Küpeler bana ama...

***
*


*****

Bu beyfendilerde Ruşenel'in kuzuları. Bertuğ Fatma Naz'la yaşıt.

***
*


*****

Hayatımızda annemizi, babamızı, kardeşlerimizi seçme şansımız yok ama dostlarımızı seçme şansımız var. Kızımında ilerde senin gibi dostlar seçmesi temennisiyle!
İYİKİ VARSIN :)




2 Mart 2009 Pazartesi

Geçmiş Zaman Olur ki

Yazının başlığı neden mi böyle? Çünkü bu günlerden değilde 1-2 hafta öncelerden bahsedeceğim. Yani yaşayıpta yazamadığım şeylerden.

*****
*****
İlk önce sevgililer gününden başlamak istiyorum. Aslında eşimle aramda olan şeyleri buraya aktarmak istemiyorum ama hediye Fatma Naz'ıda ilgilendirince ekleyeyim dedim. Üç kişilik aile olunca hediyelerde böyle yön değiştiriyor işte. Ben hediyemi çok beğendim hatta Fatma Naz'da çok beğendi. Tabağın üzerinde kendi resmini görünce çok sevindi.Anne bak bu Fabma Naj, bu anne, bu baba diye güldü durdu. Değişik geldi heralde.
*****
***
*
2 hafta önce bir ilk yaşadık veFatma Naz'la parmak boyası çalışması yaptık. Benim biricik kızım şaheserler yaptı.
***
*

*****
Önce kendini sonra resimleri boyadı ama olacak o kadar.

*****
***
*

*****
Ama kendini boyayınca anne ben pallaço odum deyip fırladı yatak odasındaki dolabın aynasına. Cazip gelmiş olacak ki aynayıda boyamış benim güzel kızım. Babası bu duruma biraz sert çıkışıncada gitmiş ıslak mendille aynayı temizlemiş. Yani kendince temizlemiş. Aslında fenada olmamış. Güzel temizlemiş benim kuzum. Ama maharet benim kızda değil. Bir kutu ıslak mendille herkes temizlemeyi becerirdi heralde. Yazdım bunu bir kenara ufaklık. Yaptığı boyamalar şimdilerde buzdolabımızı süslüyor.
*****
***
*
*****
Hatta boyadığı dinazor resmini misafirliğe gittiğimiz Nazan Teyzesine hediye etti bile.
*****
Şimdi yazacağım şu satırları özlemle yazıyorum. 2 hafta önce Rizemiz günlük güneşlik iken şimdi bulutlu ve sürekli yağışlı. Tam bahar geldi derken tekrar kış geldi. Burda güneş olurda evde oturulur mu? Zaten zar zor buluyoruz güneşi. İşte o hafta sonlarımız. Hemen attık kendimizi sahildeki parka. Yanımıza kuruyemiş, çay vs. Bol bol parkta oynadık.Bu arada atlı karınca çalışmıyor tabiki. Sadece görüntü var.
*****
***
*
*****
Hava o kadar güzel ve sıcaktı ki çocuklar kumla bile oynadı.
*****
*****
Gökyüzü berrak deniz berrak anne, baba ve Fatma Naz hep birlikte daha var mı ötesi. Anlayacağınız süperdi.
*****

*****

Hep geçmişten bahsettim. Gelelim bu günlere. Ben hastayım tabiki kızımda. Üşütmüşüz. Ben fena öksürüyorum. Sakın yanlış anlaşılmasın park sefasından sonra değil. Ondan 2 hafta sonra hastalandık. Neyse geçelim bu tatsız konuları.

Ben hastayım ya kızıma naz yapmam lazım ya. Çünkü hastalığın olmazsa olmazıdır naz.

-kızım bana neden bakmıyorsun? diyorum.

Fatma Naz gözlerini koca koca açarak burnumun dibinde bitiyor.

-anne bakıyoyum ya......

Yani bakmak deyince gözle bakmayı anlıyor şu anda.

*****

Birde bu aralar desem mi yok yok her zaman cüzdanımı karıştırmayı çok sevmiştir. Yine birgün karıştırırken yakaladım ve

-bu ne ? diye sordum (Yani ne yapıyorsun anlamında)

-annesinin kumbayası. diye cevap verdi.

Cüzdanı kumbara olarak düşündü. Yanlışda değil değil mi?(Boş kumbara:) )

*****

Fatma Naz normalde anne, baba der. Fakat bizi çağırmak istiyorsa

- annesi, babası, amcası diye seslenir.


Bizi örnek alıyor heralde. -

Babası Fatma Naz'a su getirir misin? diyoruz mesela.

Ne kadar dikkatli bu bücürük bakar mısınız . Kelimeleri cımbızla seçiyor.

*****

Geçende mutfakta ısrarla bişey istiyor. Ne istiyorsun kızım diyorum,

-bu bu işte. Diyor ama gösterdiği yerdede bir yığın şey var. Kızım ismini söyle deyince..

-cüt istiyoyum diyor.

Süt dediği cezve. Cezvede ona süt ısıtıyoruz ya cezvenin ismini bilemeyince görevini söylemiş benim kızım.

*****

Bu günlük bizden bu kadar......