Sayfalar

KIZLARIM BÜYÜYOR

Lilypie Waiting to Adopt tickers Lilypie Waiting to Adopt tickers

HOŞGELDİNİZ.......

Blogumuzu ziyaret ederek bizi yalnız bırakmadığınız için kocaman teşekkürler, tekrar misafirimiz olmanız dileğiyle;
Kızlarım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kızlarım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Eylül 2010 Cuma

Hayata Bir Adım Daha;


 Fatma Naz dün hayata bir adım daha attı. Kreşe başladı. Şu anda ücretsiz izinde olduğum için sadece salı ve perşembe günleri gidecek. Yani ısınma turları atacak. Bu hafta perşembe , cuma günleri gitti. İlk gün bende gittim. Biraz kreşte durdum ve Zeynep Neva'yı arkadaştan almak için oradan ayrıldım. Ama elim , kulagım hep telefondaydı. Allaha çok şükür ilk günü iki küçük kaza dışında sorunsuz atlattık. Onların nedenide utandığındanmış. İkinci gün o sorunumuzda kalmadı.Küçücük boyuyla gitti servisine bindi. Benim canım kızım her zamanki gibi büyük bir olgunluk gösterdi. Şu anda gittiği kreşte yaş olarak en küçük olmasına rağmen ortama çok iyi uyum sağladı. Hatta kreşe yazdırırken yaşı küçük olduğu için biraz tereddüt ettiler.Deneyelim olmazsa alırsınız dediler.


İlk gün çantasına çok eşya koyduğumuz için biraz altında ezildi. Taşıyamadı çantasını.

Fatma Naz'ı kreşe götürmek için Zeynep Neva'yı Zeynep Hanıma bırakmıştım. Ben gelene kadar yıkmış ortalığı. Geldiğimde ağlamaktan yorulmuş uyurken buldum. Yüzü gözü şişmiş iç çeke çeke uyuyordu. Uyanınca da bana hiç yüz vermedi. Yüzüme bile bakmadı. Eve gelincede benden bir karış bile ayrılmadı. Ablasına söz verdiğimiz keki bile zor yaptım.
O gün sadece Fatma Naz değil Zeynep Neva'da hayata bir adım daha attı. İlk defa day day durdu hemde 5 saniye ve düşmeden.


Evet ; 23 Eylül 2010 tarihi bana sevinç, mutluluk, hüzün, yalnızlık, şaşkınlık, ayrılık, gurur gibi bütün duyguların hepsini yaşattı.
İki kızımda hayata belkide özgürlüğe belkide anneden ayrılışa bir adım attı. Bunlar beni hem mutlu etti hemde hüzünlendirdi. Günler çok çabuk geçiyor çok hızlı büyüyorlar birileri şu saatleri yavaşlatsın da çocuklar bu kadar hızlı büyümesin. Çünkü bu günler çok güzel. Bu günleri doya doya yaşamak istiyorum. Doyasıya onları sevmek onlarla oyun oymak istiyorum.( Tabiki şu rehaveti üzerimden atabilirsem.)




15 Eylül 2010 Çarşamba

Kardeş Kıskançlığı;

  Bu gün Fatma Naz'a sütünü verdim; odasına öğlen uykusu için gönderdim. Bir kaç mızırdanmadan ve oyuncak seslerinden sonra uyuduğunu anladım. Üzerine bakayım diye odaya girince bir kaç saniye afalladım.Çocuk yatağında yok, ortalıkta yok. Aman Allahım kardeşinin beşiğinde. Çok güldüm. O kocaman rahat yatağını bırakmış kardeşinin minicik beşiğine ezile büzüle yatmış. Üzerine de kardeşinin battaniyesini bir güzel örtmüş. Beşik kendisinin eski beşiğiydi. Anıları depreşti herhalde diye düşündüm. Kardeş kıskançlığımı, komşunun tavuğu komşuya kaz görünür misalimi bilemem. Ama şu kıskançlık krizlerinden biraz bahsetmek istiyorum.  Bu arada biz kıskançlık konusunda bayağı yol katettik. Şimdi sadece o olaylara gülüp geçiyoruz.


Zeynep Neva 8. ayını doldurunca ve çok hareketli olunca onunla baş edebilmek için yürüteç almaya karar verdik. Velhasıl ailece yola koyulduk. Yürüteci Fatma Naz kardeşine hediye olarak aldı. Tam eve döneceğiz. Benim aklıma birde yedek biberon almak geldi. Eşime yeni biberonu Fatma Naz'a mı alalım yoksa Zeynep Neva'ya mı diye sordum. Arkadan gayet tok  ve sinirli bir ses yükseldi -Ona büyüteç aldık daha ne .....aynen bu kelimeler. Öylede iddialı söylüyor ki anlatamam. Ama bunları söylerken de iki eliyle yürütece sarılmış vaziyette.


 Hadi Fatma Naz Zeynep Neva'yı kıskanabilir diyelim. Ya bizim bıcırık Zeynep Nava'ya ne demeli. Her akşam olduğu gibi babanın anahtar sesini duyan kızlar biri koşarak biri emekleyerek soluğu kapıda alıyor. Bizim zavallı babamız bir ayağı dışarıda bir ayağı eşikteyken kızlar kırılmasın diye ikisini de birden kucağına alıyor. Ama bizimkiler tatmin olmuyor. Zeynep Neva eliyle  ablasını iterek dit dit diyor. Buyrun burdan yakın.

 Umarım bu tatlı kıskançlıklar anılarda kalır ve ben onları hep yanyana birbirlerine destek olarak görürüm. Zaten 2. çocuğu bu kadar erken düşünmemin sebebi de bu değil miydi?

19 Ağustos 2010 Perşembe

Diş Göründüüüüüüüü.....

Sonunda dün Zeynep Neva'nın 1. dişi göründü. İnci gibi minicik bişey. O kadar mutlu oldum ki anlatamam. Kızım büyüyor diye sevindim. Hemen cep telefonuna sarıldım ve aklıma gelen herkesi aradım.Diş çıkarmak için geç kalınmış değil ama aylardır herkes bu çocuk diş çıkaracak o yüzden huysuz diyordu hatta doktorumuzda bundan 1,5 ay önce bugün yarın diş çıkartır demişti. O yüzden dört gözle yolunu bekledik dişimizin. Hayata bir adım daha atmış oldu benim kızım. Adım dedim de aklıma geldi. 6,5 aylıkken emeklemeye başlayan kızım ardından 15 gün geçmeden duvarlara yada önüne gelen herşeye tutunarak yürümeye başladı. Anlayacağınız düz duvara tırmanıyor. Babası ve ablasıyla bile kovalamaca oynayacak kadar hızlı. Sağımda, solumda, arkamda yani evin her yerindsi. Birde kendin yürüyecekmiş. Yürüteç kullanmayı red etti. Yürütece binmiyor ama ona tutunarak kendiyle birlikte sürüklüyor.2 gün sonra burada Zeynep Neva yürüyor yazarsam şaşırmayın.
~~~~~~
Artık böyle güldüğünde dişlerini de göreceğiz inşallah. Zaten gülüşü çok güzel yavrumun. O güzelliğe dişlerde eklenince daha bir güzel olacak. Bu fotoğraflar geçen ayki Uzungöl gezimizden. Zeynep Neva'nın bin bir surat halleri. Hem binbir surat hemde binbir eda. Kızınca ıııııııı demeye başladı bile. Bişey istemeyince başlıyor vurmaya. Elide çok ağır. Telefonda babasına gel diyor. Daha ne olsun değil mi?





17 Temmuz'da kızımın ilk defa saçlarını kestirdik. Malum sıcaklar, benim kızın saçlarını da vurdu. Kendi kuaförüme götürdüm. Hiç mızırdanmadı. Kuaför ablasının kucağında akıllı akıllı durdu. Muazzez'de saçlarını bir güzel kesti. Yalnız tek sorun çocuk tıpkı erkeğe benzedi. Üzerinde pembe elbise bile olsa erkek zannediyorlar. Bende oğluşum diye seviyorum. Eeee oğlumuz yok ne yapalım.





Bunlarda kuaför dönüşü görüntülerimiz.




Uzungöl dönüşü amcamız gelecek demiştim ya bu görüntülerde ona ait. Zeynep Neva ilk defa emzik kullanmış. Amcası bir yerlerde emzik bulmuş vermiş ağzına, görünce çok şaşırdım.



Amcamız ve Fatma Naz. Fatma Naz amcasına çok düşkün onu biraz kardeşinden kıskandı ama olacak o kadar. Amcamızda Fatma Naz'a önceden çok düşkündü. Her gün arar nasıl olduğunu sorardı. Şimdilerde sadece biz arıyoruz. Tabi telefonlarına cevap verirse konuşuyoruz. Sebebi malum. Kalbe biri girince diğerlerinin dışarı çıkması gerekiyor ): Yani anlayacağınız ev sahibi gelince kapıya konan kiracı durumundayız.


Buda benim yaşı küçük kendi büyük birtanem, bebeğim, canım yavrum, arkadaşım, sırdaşım, yardımcım,yani herşeyim. Büyümeden büyümek zorunda kaldın. Seni çok seviyorum.Bugün Yadigar Teyzenin hediyesi olan Evim Benim Okulum setine başladık. Sen yaptığımız çalışmaları kesmişsin. Ben çok sinirlendim. Sana kızdım. Sende çok korktun. O korkuyla bütün odanı toplamışsın. Hemde benim bile toplayamayacağım bir düzenle. Görünce çok şaşırdım. Aslında her şeyi yapabilecek kapasitedesin ama yapmıyorsun. Ancak kızınca yapıyorsun. Yemeğini yemeyi, tuvalete gitmeyi kendin yapabildiğin halde yapmıyorsun. Sorun kardeşin mi yoksa sana çok mu yükleniyoruz. Bilmiyorum ki. Allah bana sabır ve güç versin.gerçekten iki çocuk zormuş.Canım bugün sana kızdığım için özür dilerim. Ama çok yoruluyorum. Yorulmam senin suçun değil tabiki. Annenizsem sabretmek zorundayım değil mi. Ama yarın daha güzel olacak bundan emin olabilirsin.






17 Haziran 2010 Perşembe

Cumartesi...

Hava çok sıcak.Hele nem bunaltıyor insanı.Evde durulmuyor, dışarda durulmuyor. Ne yapacağımızı şaşırmış vaziyetteyiz. Allahtan sahildeki parklar bizi kurtarıyor. Azda olsa denizden gelen esinti ferahlatıyor insanı. Cumartesi günü İyidere Belediye'sinin yeni yapmış olduğu bir parka arkadaşlarla birlikte gittik.



Bu park hem çocuklara hemde büyüklere göre dizayn edilmiş. Rize'nin sahilindeki parklarda güzel ama çok kalabalık.Her üç kişiden biri tanıdık çıkıyor.Yürüyüş yapsan insanlara çarpa çarpa ilerleyebiliyorsun. Eee 1. çay sezonu bitti. Herkes köylerden Rize'ye dönmeye başladı.




Fatma Naz bol bol kumda oynadı, spor yaptı, sallandı ve arkadaşıyla dedikodu yaptı.




İki kız böyle ağız ağıza vermiş ne konuşuyor dersiniz. Valla ben bilmem. sadeca görüntü yakalayabildim, ses kaydedemedim.




Zeynep Neva dönen salıncağa bindi. Malum her çocuk gibi oda salıncakta sallanmayı pek sevdi. Anneside onu bol bol salladı.


 



Acıkıncada Rize'nin kel simitinden yedi. Ben 32 dişimle yiyemiyorum bu simidi, ağzında tek diş bile olmayan yavrum evire çevire simidin hakkından geldi.


 


Dedim ya burası büyükler içinde ideal bir yer diye. işte bizimkiler karınlarını doyurdular çayı kimin demleyeceğini belirlemek için okey turnuvasına başladılar.


 


Ben mi? 2 çocuklu bir anne  olarak çocukların karınlarını doyurdum, serinlesinler diye sık sık ellerini yüzlerini yıkadım, tuvalet ihtiyaçlarını giderdim, okey oynayanları seyrettim,bol bol da fotoğraf çektim. Daha ne olsun....